İsrail’in savaşı bölgeye yaymak için Lübnan’a da saldırmasının ardından şimdi yeni hedefin neresi olacağı soruları soruluyor. İsrail’in Kıbrıs üzerindeki hayalleri bilinen bir gerçek olarak ortada dururken, Ada’da yaşanan son askerî gelişmeler KKTC için “alarm zilleri”nin çalmaya başladığını gösteriyor. Batılı ülkelerin de bu sürece askerî olarak destek vermesi dikkat çekiyor. Gazze ve Lübnan’da yaşanan savaşın bölgeyi sarmasına artık kesin gözle bakılıyor.
Rumların Ada’yı kendilerine ait görmesi, İsrail’in Kıbrıs’ı ele geçirme planları derken KKTC etrafındaki tehlike her geçen gün artıyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bölgede giderek artan savaş tehlikesinin Kıbrıs’a doğru yayılması riskinin yüksekliğine dikkat çekiyor. Önce Gazze şimdi Lübnan’a saldıran İsrail’in amacının savaşı bölgeye yaymak olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın “kaçınılmaz” olarak muhtemel hedefler arasında bulunduğunu ifade ediyor. Tatar, “Coğrafi konumuna baktığımızda, Kıbrıs’ın da bir hedef hâline gelme ihtimali de şu anda gündemdedir” diyerek KKTC için tehlikenin giderek yükseldiğine işaret ediyor.
SAVAŞ HAZIRLIĞI VAR
Son olarak İngiltere’nin Kıbrıs’a ilave 700 asker daha göndermesinin “savaş hazırlığı” olduğunu belirten KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Sadece biz değil Rum halkı da Amerikan ve İngiliz askerî varlığının artmasından rahatsız. Ancak askerî varlık hızla artıyor. Bu da bölgesel bir savaşın hazırlığının yapıldığı anlamına geliyor” diyor.
AMERİKA VE İNGİLTERE
KKTC için tehlikenin arttığına yönelik bir diğer uyarı da Meclis Başkanı Zorlu Töre’den geldi. Başkan Töre de, Kıbrıs’ta Amerikan ve İngiliz askerî varlığının artmasının olumlu bir gelişme olmadığına dikkat çekiyor. Töre, Amerika ve İngiltere’nin hem İsrail’e destek verme hedefinde olduğunu hem de uluslararası anlaşma ve kanunlara göre yasak olmasına rağmen Ada’daki askerî varlığını artırmaya çalıştığını belirtiyor.
Bölgesel savaşın yayılma ihtimali üzerine ABD ve İngiltere’nin İsrail’e destek için Ada’ya silahla donattığını belirten Töre, şunları söylüyor:
“ABD ve İngiltere Kıbrıs’taki askerî varlıklarını son dönemde hızla artırıyor. ABD ve İngiltere Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin daimî üyeleri olmalarına rağmen Gazze’de akan kanı durdurmak yerine İsrail’e siyasi ve askeri yardımda bulunmaya devam ediyorlar.
RUMLAR ÇANAK TUTUYOR
ABD ve İngiltere’nin yanı sıra Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) de Gazze’ye saldırılarını sürdüren İsrail’e açık açık destek veriyor. GKRY İngiltere, ABD ve bazı Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin desteğini alarak bölgede gerginlik oluşturma peşinde koşuyor. Rum kesimi de kendisine çekidüzen vermelidir. Gazze’deki katliamlarda batılı ülkelere çanak tutmaktan vazgeçmelidir.”
TAHLİYE BİR BAHANE
Kıbrıs’ı da içine alacak şekilde bölgesel bir savaş riskinin arttığını belirten Başkan Töre, sözlerini şöyle noktalıyor:
“İngiltere’nin Kıbrıs’a 700 ilave asker göndermesi sadece ‘Lübnan’dan vatandaşlarını tahliye’ gerekçesi ile açıklanamaz. İngiltere Kıbrıs’a sadece asker değil savaş gemileri, uçaklar ve denizaltılar da gönderiyor. Belli ki bölgede çıkma ihtimali olan savaşın yayılma riskine karşı takviye yapılıyor. İngiltere ve ABD ile AB üyesi bazı ülkeler Gazze’deki katliama ortaklar.”
TÜRKİYE GEREKENİ YAPACAK
ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne (GKRY) yönelik silah ambargosunu kaldırma kararını yeniden uzatmasına Ankara’dan tepki geldi.
Söz konusu gelişmenin Ada’daki istikrarı bozmaya yönelik bir girişim olduğunun vurgulandığı Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, ABD’nin, Eylül 2020’de GKRY’ye yönelik silah ambargosunu kaldırma yönünde aldığı, 2022’de kapsamını genişlettiği ve 2023’te uzattığı kararı, 1 Ekim 2024 itibarıyla bir yıllığına yeniden uzatacağını duyurduğu hatırlatıldı.